Antalya’da Gezilecek En Güzel 7 Müze

Yüzyıllar boyunca pek çok medeniyetin yaşadığı Antalya, denizi, güneşi, güzel sahilleriyle anılsa da kültürel anlamda da zengin bir tarihsel mirasa sahip. Bergama Krallığı, Bizans, Roma, Selçuklular gibi pek çok kültürün izleriniz görebileceğiniz coğrafya çok değerli koleksiyonlara sahip müzeleriyle de sahip olduğu zenginliği sergiliyor. Antalya’nın eşsiz mirasının sergilendiği Antalya’nın gezilecek en güzel 7 müzesine hep birlikte bakalım.

Antalya Müzeleri

1. Antalya Müzesi

Antalya’nın ilk müzesi olan Antalya Müzesi tarihi 1922’lere dayanıyor. İtalyanların Antalya işgali sırasında açıkta olan eserlerin yurt dışına kaçırıldığını fark eden Süleyman Fikri Erten, eserleri toplayarak Antalya Müzesi için ilk adımı atmış. İlk olarak Kaleiçi’ndeki Alaaddin Camii’nde sergilenen eserler daha sonra Yivli Minarede sergilenmeye devam etmiş.

Antalya müzesi Antalya’nın hatta Türkiye’nin en zengin koleksiyonlarına sahip. Müzenin zenginliği etrafında çok fazla tarihi şehir ve arkeolojik kazı alanı olmasından kaynaklanıyor. Likya, Pamfilya ve Pisidya antik kentlerinin sınırları içinde bulunan Antalya’nın bu üç kültür bölgesinden kalan eserlerini Antalya müzesinde görmek mümkün. 1972 yılında Konyaaltı’ndaki bugünkü binasına taşınan Antalya Müzesi 14 sergi salonu ve açık hava galerileri ve bahçesiyle vakit geçirmekten sıkılmayacağınız bir müze.

Antalya ve çevresinde ilk insan topluluklarından bugüne kadar farklı medeniyetlerden göz alıcı eserlerin sergilendiği müzenin koleksiyonu o kadar büyük ki çok sayıda parçası ise yeterli yer olmadığı için depolarda bekletiliyor.

Perge’de çıkartılan antik dönemin kalıntıların büyük bir bölümünü göreceğiniz müzede; Athena, Artemis, Nemesis, Zeus, Hera, Herkül, Hermes gibi Yunan tanrılarının olduğu salon en ilgi çekici noktalardan biri. Neolitil çağdan, Yunan, Roma ve Osmanlı dönemine kadar yer yer kronolojik ve bazen de konularına göre sınıflandırılan salonlarda dikkat çekici yerlerden biri de Lahitlerin olduğu bölüm.

1960’lı yıllarda yapılan kaçak kazılarda bulunup yurt dışına kaçırılan iki bin yıllık Herakles lahiti bu bölümde sergileniyor. Lahitin uzun süren mücadele sonucu ait olduğu yere getirilmesiyle müzenin ziyaretçi sayısı oldukça artmış. Her yıl çok sayıda turistin ziyaret ettiği Antalya Müzesi paha biçilmez eserleri ile ziyaret edilecek müzelerin başında yer alıyor.

2. Antalya Oyuncak Müzesi

Kaleiçi’nde gezebileceğiniz müzelerin başında Sunay Akın danışmanlığında açılan oyuncak müzesi geliyor. 2011 yılında açılan Antalya Oyuncan Müzesi İstanbul ve İzmir’den sonra açılan üçüncü oyuncak müzesi olma özelliğine sahip. Antalya kültür dünyasına da önemli bir katkısı olan müzeyi açıldığı ilk günden beri çok sayıda kişi ziyaret etmiş. Üç bine yakın oyuncağın sergilendiği müze çocuklu ailelerin keyifle gezeceği bir müze.

Oyuncak Müzesi Antalya Cumhuriyet Meydanındaki seyir terasından bakıldığında kırmızı çatısı, beyaza boyalı duvarları ve avlusundaki üç palmiye ile mimari olarak da dikkat çeken tek bir yapıdan oluşuyor. Girişinde kağıttan yapılmış gemiyle dikkat çeken müzede tarihi 1860’lara kadar giden antika değerinde oyuncaklarıyla oldukça renkli bir koleksiyona sahip.

Müze de hem yerli hem de yabancı üretimli, farklı ülkelerden ve markalardan çok hoş oyuncaklar var. Şirinler, Keloğlan, Temel Reis, Nasreddin Hoca… Dünyayla yeni yeni tanışmaya başladığımız yıllarda bize arkadaşlık eden farklı dönemlere ait oyuncakların sergilendiği müze büyükler için de hiç sıkılmadan vakit geçirilecek bir müze. Türkiye’de üretilen bir dönem çok popüler olan oyuncak markaları da seçkin örnekleriyle müzede yer alıyor.

Antalya Oyuncak Müzesi kendini yenilen ve sürekli dönüştüren bir müze. Atölye çalışmaları, sergiler, seminerler düzenlenen müze bir kültür ve eğitim yuvası olarak da, ziyaretçilere hizmet veriyor. Yüzümüzde küçük bir tebessümle dolaşırken, çocukluk anılarımızı hatırlatan, bir zamanlar en yakın arkadaşlarımız olan oyuncakları farklı bir pencereden görmek için Antalya Oyuncak Müzesini listenize ekleyin.

3. Deniz Biyolojisi Müzesi

Kaleiçi’nde Oyuncak müzesini gezdiyseniz hemen yanı başındaki Deniz Biyolojisi Müzesi‘ni de ziyaret edebilirsiniz. Müze denizlerimizde yaşayan canlı çeşitliliğine dikkat çekerken; koruma altında ve nesli tükenmekte olan deniz canlılarını sergiliyor. 2014 yılında açılan müze Dr. Elif Özgür Özbek’in uzun yıllar emek vererek oluşturduğu koleksiyonlarıyla oldukça ilgi çekici.

Müze dışarıdan çok fark edilmese de içeriye girdiğinizde sizi çok farklı bir dünya bekliyor. Batık bir korsan gemisi şeklinde canlandırılmış olan iki katlı Deniz Biyolojisi Müzesi ışıklandırması ve tasarımıyla oldukça heyecan verici ve renkli. Beş yüz tür canlının sergilendiği müze Türkiye’nin ilk Deniz Biyolojisi Müzesi olma özelliğine sahip.

Denizlerimizde yaşayan canlıları tanıtmanın yanı sıra, balıkçılık kültürünü de her yaştan insana anlatmayı hedefleyen Deniz Biyolojisi Müzesi’nde deniz canlılarının kurutulmuş, çözeltiler içinde saklanmış örneklerini görmek mümkün. Türkiye denizlerinde yaşayan farklı şekillerdeki köpekbalıkları, süngerler, mercanlar, deniz yıldızları ve bazı endemik türler hakkında bilgilendirme yapılan müzenin atmosferi ziyaretçilere deniz altı dünyasının kapılarını aralıyor.

Doğal zenginliklerimizi eğlenceli bir dille anlatıldığı Deniz Biyolojisi Müzesi Türkiye’de bir ilk ama dünyada bu tarz müzelerin örneklerini görmek mümkün. Dönemsel olarak deniz altı dünyasına dair çok özel fotoğraf sergilerine de ev sahipliği yapan Deniz Biyolojisi Müzesi deniz kültürünü gelecek kuşaklara aktarma ve yaşatma yolunda güzel bir örnek teşkil ediyor.

4. Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi

Antalya’nın geleneklerini,19.yüzyıl kent yaşamını ve o devrin insanını merak ediyorsanız Suna –İnan Kıraç Kaleiçi müzesini mutlaka ziyaret edin. Antalya’nın tarihi evleri restore edilerek hizmete açılan Antalya evi ve Aya Yorgi kilisesi olarak iki bölümden oluşan müze, Türk kültür ve geleneklerini sonraki kuşaklara aktarmayı hedefliyor.

Kına gecesi, misafir karşılama, çeyiz gibi kültürümüze ait birçok öğe hoş bir mizansenle anlatılıyor. Aya Yorgi kilisesi ise Kaleiçi’ndeki beş Ortodoks kilisesinden biri. 1920 yılındaki Nüfus Mübadelesi nedeniyle cemaatinin büyük bir kısmını kaybeden müze uzun süre atıl durumda kalmış. Suna-İnan Kıraç tarafından satın alınan kilise restorasyon sonrası sergi salonu olarak hizmete sunulmuş.

Akdeniz mimarisinin özelliklerini taşıyan kilisenin üst katında ise Antalya’nın tarihinden kesitler var… Bu kat 19.yüzyıl Türkiye’sinden sokak satıcıları ve insan tiplerinin olduğu bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Bu dönemde toplumsal hayatta rol alan farklı meslek gruplarından kişilerin fotoğrafları ve heykelcikleri yer alıyor. Seramik sanatçısı Sadrettin Savaş’ın karikatürize yorumuyla yarattığı bu heykellerde kimler yok ki…

Dondurmasının ne kadar sert olduğunu göstermek için bir parçasını duvara atan “kuru kaymak satarım” diyen dondurmacı, tüm yaz boyunca pırıl pırıl parlayan güğümü ve elindeki ibriğiyle Limonatacı Musa Çavuş, Beydağları’ndan gelen karı kıl bir çuvalda taşıyan Karcı Çavuş Ağa, Girit göçmeni Sütçü Mustafa, 20.yüzyılın başlarında, Antalya limanın sevimli yüzü, dev gibi iri yarı gövdesi ve kuvvetiyle ünlenen Hamal Başı Süllü Ağa… Küçük ve şirin bir avluya açılan iki bölümden oluşan Suna İnan Kıraç Kaleiçi müzesi Kaleiçi’nin önemli kültür duraklarından biri olma yolunda ilerliyor.

5. Anadolu Oyuncak Müzesi

Antalya’da gezilecek en güzel 7 müzeden biri de Anadolu Oyuncak Müzesi. Kepez’deki Dokuma Park alanında yemyeşil bir bahçe içinde yer alan müze, bir zamanlar bu alanda kurulu olan Dokuma Fabrikasının çalışanlarının çocuklarına bakım ve eğitimi hizmeti vermek için kullanılıyordu.

Fabrikanın âtıl durumda olan bölümlerinin yeniden düzenlenmesiyle halka açılan alanda yer alan müze şimdilerde yerli yabancı çok sayıda oyuncağın sergilendiği bir oyuncak müzesine dönüştürüldü. 16 Avrupa ülkesi ve 81 ilden gelen oyuncaklar 15 sergi salonunda 15 farklı tema dahilinde sergileniyor.

Girişinde taş devri odası ile ziyaretçilerini karşılayan 8 bin objenin yer aldığı Anadolu Oyuncak Müzesinde; Anadolu oyuncak tarihi, Anadolu geleneksel oyuncakları, Dünyanın farklı yerlerinde oynanan oyuncaklardan örnekler, Antalyaspor köşesi, Öğretmen ve öğrencilerin olduğu sınıf odası, Temel Reis, İstasyon Odası, Esnaf Odası, Kaleiçi Sokağı, Pinokyo Odası, Masalcı Nine Odası gibi temaları içeren salonlar yer alıyor.

Susam Sokağı odası ise çocukların müze gezisi sırasında çizgi film izleyebilmeleri için hazırlanmış. Müzenin her yaş grubunun ilgisini çekecek objelerinin başında; 7500 yıllık arkeolojik oyuncak, 1300 derece sıcaklıkta pişirilmiş porselen bebekler ve Kaleiçi sokağındaki Nazi kampındaki çocukların öldürülmeden önce kesilen saçlarından yapılmış gerçek saçlı bir bebek geliyor. Dokuma Park bünyesinde kurulan müze; geniş bahçesi, müzenin içinde yer alan konsepte uygun kafesi, eğlence yerleri, oyun ve etkinlik alanları ile her yaş grubunun keyifli vakit geçirebileceği bir yaşam alanı.

6. Antalya Etnografya Müzesi

Antalya şehir merkezinde gezebileceğiniz müzelerin birçoğu Kaleiçi’nde. Arkeolojik Sit alanı olan Kaleiçi’ndeki en yeni müzelerden biri ise Antalya Etnografya Müzesi. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan müze tarihi 19. yüzyıla kadar uzanan, bahçe içerisindeki her biri ikişer katlı konaktan oluşuyor. İlk konakta Türk-İslam eserlerini konu alan etnoğrafik objeler sergileniyor.

Bu konağın ilk katında Aspendos tiyatrosundan getirilen Osmanlı dönemine ait çiniler; İznik, Kütahya ve Çanakkale yöresinden özgün motifli seramikler, camdan yapılmış özgün eşyalar sergileniyor. Kaleiçi’nde yapılan kazılarda çıkarılan bazı buluntuları da yine bu katta görebilirsiniz.

Tarihi konağın üst katında ise Osmanlı döneminin bir yansıması. Duvarlarında hat sanatının çok hoş örneklerini göreceğiniz bu katta o dönemde savaşta kullanılan çeşitli malzemeler, silahlar, madalyalar sergileniyor.

Kaleiçi’nde bir dönem çok farklı din ve milletten insan yaşamış. Bu katın bir odası da bu nedenle Dinler Odası olarak ayrılmış ve kutsal kitapların sergilendiği bir alana dönüştürülmüş. İlk konağı gezdikten sonra biraz daha yukarıda yer alan Antalya’daki Osmanlı dönemi ev yaşamını konu alan konağı da ziyaret edin. İlk kat daha çok dokuma örnekleri, dokuma tezgahı ve farklı halı örneklerinin sergilendiği bir alan.

Üst kat ise Kaleiçi ev yaşamını anlatan örneklerle dolu. Osmanlı döneminde eve gelen misafirin nasıl ağırlandığı, dönemin kıyafetleri, hane halkının yaşamı çok hoş bir mizansenle ziyaretçilere sunulmuş. Bahçesinde pek çok kitabenin olduğu, etnoğrafik objelerin sergilendiği bu müze hem Kaleiçi’nin hem de Antalya’nın tarihine ışık tutuyor.

7. Antalya Atatürk Evi ve Müzesi

Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk Anadolu’nun farklı şehirlerine ziyaretlerde bulunmuş. Bu ziyaretler esnasında kaldığı ev ve köşklerin bir kısmı günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Antalya’da gezilecek en güzel 7 müzeden biri de Antalya Karaalioğlan Parkı’nın yanındaki Atatürk Evi ve Müzesi. Antalyayı 3 kez ziyaret eden Atatürk’ün anısını yaşatmak için müzeye dönüştürülen iki katlı köşk 1986’dan beri Atatürk Evi ve Müzesi olarak hizmet veriyor.

Atatürk’ün kenti ziyareti sırasında Valilik tarafından Ata’ya tahsis edilen köşk Atatürk Müzesi yapılması için sonrasında Kültür Bakanlığına devredilmiş. Dikdörtgen şeklindeki iki katlı bu köşk şehrin imar planındaki değişiklikten dolayı yıkılıp şimdiki yerine inşa edilmiş. Müzenin ilk katında Atatürk’ün şehri ziyaret ettiği dönemde yerel ve ulusal basında çıkan haberlerin olduğu gazete kupürlerinin ve resimlerin yer aldığı bir sergi var. Aynı katta ziyaretçiler için bir barkovizyon odası da hazırlanmış.

Atatürk’ün Antalya’da geçirdiği dönemle ilgili hazırlanmış olan belgeseli izleyebileceğiniz oda da cumhuriyetin ilk yıllarına doğru kısa bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Müzenin ikinci katında ise Atatürk’ün yatak odası ve iki tane çalışma odası bulunuyor. Yine bu katta Cumhuriyetin ilk yıllarında bugüne kadar basılmış madeni ve kağıt paralar ile hatıra paralarının sergilendiği bir bölüm var. Anıtkabir komutanlığından getirilen Ata’nın şahsi eşyalarının sergilendiği bölüm ise müzenin en dikkat çekici yeri.

Müzedeki güzel detaylardan biri ise Atatürk’ün Antalya’ya geliş tarihi olan ve her yıl kutlanan 6 Mart tarihinde köşkün önünde otomobile binerken çekilmiş olan fotoğraf. Antalya ziyaretlerinde şehrin farklı yerlerini gezen Atatürk ziyaretlerinden birinde denizi, sahilleri ve Beydağlarının eşsiz manzarasını gördüğünde Antalya’ya olan hayranlığını “Hiç şüphesiz Antalya yeryüzündeki en güzel yerdir” diye dile getirmiş.