Kazablanka, pek çok filme konu olmuş, İspanyolca’da beyaz ev anlama gelen Fas’ın en büyük şehri. Atlas Okyanusu’nun kıyısındaki bu mağrip kenti, Afrika ile Avrupa arasında bir geçiş noktası olması nedeniyle oldukça canlı ve hareketli. Fas ticaretinin de merkezi olan Kazablanka diğer taraftan oldukça otantik ve renkli kimliğe sahip. Tarihi noktaları, egzotik çarşıları, palmiyelerin süslediği geniş bulvarları, göğe yükselen Hasan II Camii, şehri süsleyen devasa boyuttaki renkli muralları ile eskiyle yeninin bir arada olduğu bir modern zaman kenti.
İki hafta süren Fas’ı kuzeyden güneye dolaştığım seyahatimin ilk durağı olan Kazablanka şehrinde iki gece Four Seasons Casablanca Hotel‘de kaldım. Kazablanka büyük bir metropol olduğu için otel konsunda çok seçenek var. Her bütçeye uygun çok sayıda otel var. Okyanusun hemen yanı başında sahile birkaç yüz metre kadar uzaklığıyla Four Seasons Casablanca ise bu şehirde kalabileceğiniz en iyi otellerden biri.
Four Seasons Casablanca
Four Seasons Casablanca, şehirin okyanus kıyısı boyunca uzanan Korniş bölgesinin orta kesiminde yer alıyor. Korniş aynı zamanda oldukça uzun bir yürüyüş yolu ve Kazablanka’nın gezilip görülecek noktalarından biri. Otel, Kazablanka’nın turistik yerlerine çok da uzak sayılmaz konumda. Eğer yürümeyi seven biriyseniz Hasan II Camii başta olmak üzere, şehrin ilgi çeken noktalarına otelden yürüyerek en fazla yarım saatte gidebilirsiniz. Zamandan kazanmak için takisyle gitmek de seçenekler arasında.
Otel kumsala çok yakın bir noktada konumlandığı için otelin birçok noktasından okyanusu izlemek mümkün. Tepeden bakıldığında ters U şeklinde inşa edilmiş olan otelin orta kısmında palmiyelerin sıralandığı sahile doğru devam eden bir yol var. Burası kesinlikle otelin en romantik noktalarından biri. Tek bir yapıdan oluşan Four Seasons Casablanca’nın iç kısımdaki odaları bu palmiyelerin olduğu alana bakıyor. Otelin en çok fotoğraflanan noktalarından birisi bu yeşil yol.
Otelin genel mimarisi modern bir çizgiye sahip olsa da dekorasyonda Fas esintilerini hakim. Özellikle lobi ve ortak alanlarda kullanılan yastıklar, koltuklar, Fas’a özgü desenli deri puflar, amber kokulu mumlar, abajurlar Fas’ta olduğunuzu hissettiriyor.
Çalınan müzikler, etrafa yayılan hafif baharatlı kokular, pirinç kaplama egzotik avizeler, etnik desenli yastıklarla hem şık ve hem de sıcak bir mekan yaratılmış. Otelde biraz dolaştıktan sonra “Evin salonuna şu yastıklardan alayım, köşeye şöyle bir mum koyayım” diye düşünmekten kendimi alamadım.
Otelin okyanusu izleyeceğiniz en güzel noktalarından biri de hemen lobiden çıkacağınız palmiyeli yola bakan muhteşem teras. Four Seasons Casablanca’da konakladığımda Kasım ayının ortalarıydı ve havalar soğumaya başlamıştı. Terasa manzarayı izlemek için çıktığımda üşümüştüm.
Atlas Okyanusu’nu izleyebileceğiniz terasta soğuk kış günlerinde ısınmak için yakılan şömine ateşin başında hem Fas’ın meşhur nane çayını içtim hem de ateşin başında oturup okyanusun dev dalgalarını izledim.
Four Seasons Casablanca’nın tam ortasında yer alan bu yemyeşil palmiyeli yolunun devamında denize karşı oturabileceğiniz üstü kapalı bir barı ve hemen yan tarafında ise etrafı yeşilliklerle çevrili muhteşem bir havuzu var.
Four Seasons Casabalanca’nın dikdörtgen şeklindeki havuzunun kenarında yer alan tüm duvar yemyeşil canlı çiçeklerin olduğu saksılarla kaplanmış. Yine havuz çevresinde dev palmiyeler var. Genelde zincir otellerin havuz çevresindeki pek de estetik durmayan çıplak beton görüntü oluyor, neyse ki burada yok. Havuzun içinde yüzerken kendinizi yemyeşil bir vahada hissedebilirsiniz. Bir taraftan da okyanusun dalga sesleri, maviliği, bir yanda yeşillikler…
Suyu sevdiğim için hava da sıcaksa en çok havuz eğer varsa deniz kenarında vakit geçiriyorum. Bu nedenle eşyalarımı odaya bırakır bırakmaz havuzun kenarında aldım soluğu. Hem havuz hem okyanus olunca hangisine gideceğini şaşırıyor insan.
Havuzdan öteye birkaç dakika yürüdüğünüzde ise kumsala varıyorsunuz. Oteli ayrıcalıklı kılan şeylerden biri de bu göz alıcı kumsal. Kornişe paralel uzanan kumsal geniş ve kilometrelerce devam ediyor. Dalgalar çok büyük ve ürkütücü ama yine de sahilde yürümek, kumsalda çocuklarını ve evcil hayvanlarını gezdirenleri, top oynayanları izlemek güzel.
Sadece otelde kalanlar değil, Kazablanka’da yaşayanlar da burayı sıklıkla ziyaret ediyor. Şehrin nefes alma yerlerinden biri bu benzersiz sahil. Üstelik gün doğumları ve gün batımlarında renkler o kadar güzel ki Kazablanka’nın en romantik noktalarından biri dersem abartmış olmam.
Kahvaltı öncesi erkenden kalkıp bu sapsarı kumsalda uzun bir yürüyüş yaptım. Dev dalgalar nedeniyle denize girmek neredeyse imkânsız ama sörf tutkunları bu sahilin müdavimi. Sörf yapmaktan ve kumsalda yürümekten hoşlanıyorsanız Four Seasos’ın önünde uzayıp giden sahiline uğrayın.
Four Seasons Casablanca Odaları
Four Seasons’ın Casablanca misafirlerine çok farklı konseptte oda seçenekleri sunuyor. Hepsi birbirinden güzel odaların her biri okyanus manzaralı ve aslında Four Seasons Casablanca’yı şehirdeki diğer otellerden farklı kılan da tam da bu. Perdenizi açtığınız anda masmavi Atlas Okyanusu önünüzde uzanıyor.
Otelin modern ve geleneksel tarzı uyum içinde yansıttığı dekorasyonu odalarda da görmek mümkün. Ben Junior Suit odada kaldım. Junior Suit giriş kısmında konforlu, geniş ve ferah oturma kısmı, deniz fenerini ve okyanusu gören yatak odası ve oda büyüklüğünde bir banyodan oluşuyor.
Junior Suit’in giriş kısmında büyük ekran bir televizyon, tekli ve üçlü koltuklar var. Hemen ön kısmında ise yatak odasıyla ortak uzun ve ferah bir balkon bulunuyor. Sade ve misafirlerin rahat edeceği şekilde döşenmiş oturma kısmından yatak odasına geçiliyor.
Yatak odası da abartıdan uzak şık lambalar, büyük ve rahat bir yataktan oluşuyor. Yatak odasını banyoya bağlayan koridor ise yerden tavana kadar çok sayıda bölümü olan dolaplarla tamamlanmış. Dolaplar çok geniş ve kullanışlı, evindeymişsiniz gibi tüm eşyalarınızı yerleştirebiliyorsunuz.
Yatak odasının yanındaki banyo ise en az oda büyüklüğünde. Banyoda geniş bir küvet, duşa kabin, büyük aynalar ve iki lavabo var. Banyo klasik mermer kullanarak kaplanmış duvarlarıyla modern ve oldukça ferah.
Odanın balkonu hem oturma alanına hem de yatak odasına açılıyor. Balkondaki hasır şezlonglarda uzanıp Atlas Okyanusunu ve deniz fenerini izleyebilir, keyifle vakit geçirebilirsiniz.
Four Seasons Casablanca, Blue Restoran
Otel konaklamalarında en merak ettiğim şeylerden biri de menüler. Oldum olası Arap ve Orta Doğu mutfağını severim. Bu nedenle yemek konusunda beklentim biraz yüksekti, ne de olsa nüfusunun çoğu Arap olan bir ülkeye gidiyordum. Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar Orta Doğu’nun nefis tatlarını deneme fırsatım oldu.
Kahvaltı açık büfe ama her şey taptaze sadece çeşit olsun diye doldurulmuş rastgele hazırlanmış yiyecekler yok. Fransız mutfağından mis gibi çıtır çıtır kruvasan, Arap mutfağından zeytinyağlı aperatifler ve taze sıkılmış çeşit çeşit meyve suları, smootiler harikaydı. Otel kahvaltılarında genelde taze portakal suyu olur ama Four Seasons Casablanca bu konuda çok zengin.
Her sabah kahvaltıda pancar, havuç, brokoli, elma gibi çok sayıda meyve ve sebze sıkılarak elde edilen sular özel şişelere konularak servis ediliyor. Daha önce hiçbir açık büfede bu kadar çeşitlilikte meyve suyu görmemiştim.
Kahvaltının yapıldığı salon aynı zamanda akşam yemeklerinin de servis edildiği mekan ve uzun bir balkonu var isterseniz balkonda Atlas Okyanusu’nu izleyerek de uzun uzun kahvaltınızı yapabiliyorsunuz. Fotoğraf çekilmeyi seviyorsanız arka fonda deniz fenerinin ve dalgaların olduğu birbirinden güzel kareleri yakalayabilirsiniz bu balkonda.
Akşam üzeri aynı salon romantik ve modern bir atmosfere dönüşüyor. Usta aşçıların hazırladığı Fas yemekleri, Orta Doğu’nun leziz salataları ve mezeleri, harika deniz ürünleriyle Four Seasons Casablanka akşam yemekleriyle oldukça başarılı bir menüye sahip. Bir de lobide düzenlenen beş çayı var, etrafın mis gibi kurabiye koktuğu bir saat üstelik kafa yormayan hafif bir canlı müzik eşliğinde. Kaçırılmaması gereken bir saat:)
Kazablanka’yı keşfettiğim iki günde otel deneyimi olarak üst düzey bir memmuniyet sağlayan Four Seasons Casablanka’da keyifle vakit geçirdim. Atlas Okyanusu’nun kıyısında uyanıp, Four Seasons farkını yaşamak isteyenlere Four Seasons Casablanka’yı tavsiye ederim. Four Seasons Casablanka Atlas Okyanusuna nazır konumu, şehrin ilgi çekici noktalarına olan yakınlığı, geçmişle geleceği harmanlayan dekorasyonu, misafirlerini özel hissettiren hizmeti ile Kazablanka’da konaklayabileceğiniz harika bir otel.
Tek kelime ile harika.Brezilya’da yaşıyorum, ve Casablanca’yı sadece aktarma yaptığım bir şehir olarak düşünüyordum.Lokasyon, sahil, okyanus büyûleyici.
Casablanca sahilini çok beğendim. Korniş dedikleri sahil bölgesi Atlas Okyanusu’nun hemen kenarında, dalgalar metrelerce yükseliyor. Özellikle sörf sevenler burayı mutlaka deneyimlesin.
Kazablanka çok egzotik. Bu şehirle ilgili bir film izlemiştim. Gidip görmeyi çok isterim.
Kozmopolit aynı zamanda da egzotik bir şehir.Özellikle Hasan2 camii büyüleyici.
Mekkeden sonra dünyanın en büyük dini yapısı olan İkinci Hasan cami geziniz görmemiz gereken ne çok şey olduğunu bizlere bir kez daha hatırlattı. Çok değerli yazı ve gezilerinizle, ayakta alkışlanacak görsellerinizle dünya görüşümüze ışık tuttuğunuz için sonsuz teşekkür ediyorum. Yolunuz daima açık olsun.
Çok teşekkürler. Bugüne kadar gördüğüm en büyük camii. Okyanusun hemen kenarına inşa etmişler. Mimarisi ve konumu ile Kazablanka’nın en ilginç yerlerinden.
3.800.000 nufusu ile Atlas Okyanusu kıyısında bulunan Kazablanka, adını yüksek tepelerin üzerinde bulunan ve yoğun bir ziyaretçisi olan ” Bissi Abdurrehman “” türbesinden aldığı belirtilmektedir. Türbe beyaz renkte bir kaç küçük yapıdan oluşmaktadır. (Casa blanca) Arapça’da beyaz ev anlamındadır…. Harika bir üslupla kaleme aldığınız Kazablanka geziniz muhteşem görseller ile taçlanmış. Tebrik ederim.
Kazablanka Fas seyahatimin başlangıç noktasıydı. 2 gün tüm şehri görme fırsatım oldu.Bizimle paylaştığınız bilgiler çok değerli. Çok teşekkürler.